Hazır okullarında tatile girmesi ile beraber, soluğu kışın
en güzel tatil mekanı olan Uludağ’da aldım. Uludağ, hepinizin de bildiği gibi
Bursa iline bağlı ve ülkemizin en büyük kış ve doğa sporları merkezi olan dağ.
Sömestr tatilini de geçirmek için en uygun mekan olacağını düşündüm. Kış sporlarına
meraklı biri olarak, kaçıramayacağım bir fırsattı. İstanbul’un gürültüsü ve
kalabalığından, bu doğa harikası mekana gelmek benim için çok büyük fırsattı. En
son üç yıl önce gelebildiğim Uludağ, güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş. Ama söylenenlere
göre bu sene kar seviyesi az olan yağışlar sebebiyle, önceki senelere göre daha
azmış. Yine de kayak yapmak için yeterli bir kar var.
Sömestr tatilim süresinde, memleketime de gitmem
gerekeceğimden ne yazık ki tatilimi istediğim kadar uzun tutamadım ve sadece
iki gün gibi bana asla yetmeyecek bir süre, bu doğa harikası mekanda
kalabildim. Ama dolu dolu iki gün geçirdim diyebilirim. İlk günümü neredeyse
tamamen kaymaya ayırdım. Otelime geri döndüğümde yorgunluktan devrilip
uyuyakalmıştım ama uzun zamandır hiç bu kadar eğlenmemiştim. Tatlı bir
yorgunluk diyebilirim bunun için. İkinci günümdeyse kaymaya fazla vakit
ayıramadım. Bunun yerine kar araçlarıyla,
biraz doğa gezisi yapmayı tercih ettim ki bundan da asla pişman
olmayacağım. Yeşil ile beyazın bu kadar eşsiz bir buluşmaya sahne olacağını
daha önce hiç düşünememiştim. Ne yazık ki ben tatilimi bitirdiğim için
memleketime dönüyorum. Ama Uludağ bende büyük bir hatıra oldu ve artık çok daha
sık gelmeye çalışacağım.